Kapıyı yengem açtı. Elimdekileri mutfağa bırakmak için içeri geçtim. Bana, “Sana da bu türlü zahmet oluyor, daima bir şeyler getiriyorsun!” dedi. “Ne zahmeti!” dedim. Bana, çay yaptığını, bir arada içmemizi teklif etti. “Olur!” dedim. Kızları konutta yoktu. Banyoya geçip elimi yıkamak istedim. Ellerimi yıkarken kenarda duran kirli sepetinin kapağının altından bir şeyin sarktığını gördüm. Merak ettim. Kapağı kaldırınca kirli çamaşırların üzerinde, yengemin krem renkli sutyenini gördüm. Koca göğüsleri için bunu giyiyordu demek ki. Sutyeni burnuma götürüp kokladım. Göğüslerinin ucu sutyende iz yapmıştı ve aşikâr oluyordu. Sutyenin altında kırmızı renkli, kenarları dantelli bir külot vardı. Bunu da elime aldım. Kokladım. Ter, sabun, sidik ve am kokuları birbirine karışmıştı. Külotun üzerinde birkaç kıl vardı. Bunlar yengemin amının kıllarıydı sanırım.
Bu minik külot yengemin koca götünün anca yarısını kapatırdı. Benim kapalı, türbanlı yengemin bu türlü dantelli, işlemeli külotlar, sutyenler giydiğini bilmiyordum. Yarağımı çıkardım ve külotunu sikime sürtmeye başladım. Sutyeni de ağzıma götürmüş, göğüs ucunun izini yalıyor, öpüyordum. İnanılmaz zevk alıyordum o sırada. Kısa bir mühlet sonra boşalacağımı anladım ve kendime mahzur olmaya çalıştım, ancak beyhude. Büyük bir hışımla yengemin külotuna boşalmıştım. Artık yapacak bir şey yoktu. Yarağımdaki tüm dölleri külotuyla sildim. Artık bu minik kırmızı külot benim yapış yapış döllerimle kaplanmıştı. Açıkçası ne yapacağımı bilemedim, fakat yapacak da bir şey yoktu. Sonuçta yengem benim karım olacaktı ve beni anlayacağını sanıyordum. Hem tahminen çamaşırları makineye atacağı için fark etmeyeceğini düşündüm. Külot ve sutyeni tekrar sepete attım.
Odaya geçtim. Yengem mutfaktan demliklerle bir arada geldi. Sehpanın üzerinde bardaklar ve bir tabak bisküvi vardı. Demlikleri yere koydu. Bardakları sıcak suyla çalkalayıp çayları doldururken tam önümde eğilmişti. Gerisinde muhakkak olan koca götünden gözlerimi alamıyordum. İçeriye girdiğim vakit üzerindeki uzun kollu ince kazağını çıkarmıştı. Gömleğinin üst düğmelerini kapatmamıştı ve başındaki türbanı ile gömleği ortasından pamuk üzere beyaz koynu görünüyordu. Eğildiği vakit göğüslerinin çatalı belirli oluyordu. Üzerinde uzun ve bol bir eteği vardı, gömlek üzerine dar geliyordu. Göğüsleri dar gömleğin altından dışarı fırlayacakmış üzereydi. Çayları doldurduktan sonra havadan sudan konuşmaya başladık. Birbirimize şimdi isimlerimizle hitap etmiyor yalnızca ‘Sen’ diyorduk. Yengem bana karşı utangaç ve saygılı davranıyordu.
Bu olaydan kısa müddet sonra bir akşam konutta aile içinde küçük bir merasim yaptık. Nikâhımız kıyıldı. Daha sonra bayanlar ve erkekler başka farklı oturduk. Bayanlar alt kata yengemin dairesine indiler. Daha evvel orada kiracımız vardı, fakat ben yengemle evleneceğim için kıracıyı çıkardık. Konutta tadilat yapıp, yeni eşyalar aldık. Bundan sonra alt katta yengemle bir arada oturacaktık. Gecekondudan çıkarmıştık onu.
İlerleyen saatlerde konuklar gidince, babam, “Hadi oğlum, aşağı in, bekletme karını!” dedi. Sonra da adet yerini bulsun diye sırtıma bir yumruk indirdi. Annem ve yengemin kızları da o sırada üst gelmişlerdi. Annem de babam üzere, “Hadi oğlum, bekletme karını!” dedi, sonra da kulağıma, “İyi dölle şu karıyı da, ailemize bir erkek torun versin!” dedi. Bunu duyunca istemeden sikimin sertleştiğini hissettim. Evet, birazdan yengemi sikip dölleyecektim. O esnada yengemin büyük kızı Özge bana bakıyordu daima. Birazdan annesini sikecektim. Özge’nin dudaklarını ısırdığını gördüm. İtiraf etmeliyim ki, annesinin yerine onu sikmek isterdim. Özge dolgun sınırlı, orta uzunluklu, hoş bir kızdı. Giydiği mavi elbisesinin altında büyük ve dik göğüsleri belirli oluyordu.
Aşağı indim, yengem oturma odasında oturuyordu. Mor elbisesi bedenini sarmıştı ve çizgilerini aşikâr ediyordu. Başında da tekrar mor renkli parlak türbanı vardı. Beni görünce biraz heyecanlandı. Yanına oturdum. Eline geçen akşam kına yakmışlardı. Bana değil yere bakıyordu. Ona, “Sen bana amcaoğlunun emanetisin! Bunu nasıl kabul ettiğimi ben de bilmiyorum!” deyince, bana bakmadan, “Töremiz böyle!” dedi. O her şeyi baştan kabul etmişti. Ben sessiz kaldım. Akabinde elini tuttum, ayağa kalktım ve onu da kaldırıp içeriye, yatak odasına götürdüm.
Çok heyecanlandı, ellerinin titrediğini hissediyordum. Odaya girince kapıyı kapadım. Bana, “Ben hazırlanayım, istersen sen dışarı çık!” dedi. Onu kırmak istemedim. Dışarı çıktım. Beş dakika kadar sonra kapıyı tıklatıp, “İçeri geleyim mi?” diye sordum. “Evet!” dediğini duyunca yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Işığı söndürmüştü ve içerisi karanlıktı. Kalın kadife perdeler nedeniyle sokak lambasının ışığı içeriye vurmuyordu. Bunun üzerine kapıyı açıp içerdeki banyonun lambasını yaktım. Artık içeriye loş bir ışık vuruyordu. Üzerimdekileri tek tek çıkardım ve büsbütün çıplak kaldım. Yorganı kaldırıp yatağa girdim.
Kolum yengemin bedenine değince irkildi. Üzerine gecelik giymişti. Yavaşça yan döndüm ve onu yanaklarından öpmeye başladım. Ellerimi de bedeninde gezdiriyordum. Elimi geceliğinin içinden sokup kalçalarını avuçladım. Etli kalçalarına dokunan elim onu biraz ürpertti sanırım. Kalçaları pürüzsüzdü. Bakımlı bir bayan olduğu muhakkaktı. Geceliğinin içine külot giymemişti. Elimle götünü okşamaya başladım. Göt yanaklarını sıkıyor, yoğuruyordum. Elimi amına atınca, “Iıhh!” diye bir ses çıkardı. Amını okşamaya başladım. Amı tertemiz ve kılsızdı. Ona, “Ağda mı yaptın?” diye sorunca, “Bu sabah temizledim!” dedi.
Am dudakları etli ve büyüktü. Onları parmak uçlarımla sıkıyordum. Amının içine orta parmağımı sokup çıkarmaya başladım. Yengem hiç reaksiyon vermiyordu. Fakat amının sulandığını anladım. Amının içindeki parmağım ve elim su içinde kalmıştı. Öteki elimi de geceliğinin yakasından içeri soktum ve sutyensiz göğüslerini avuçlayıp sıkmaya başladım. Geceliğinin yakasını aşağı sıyırarak göğüslerini çıkardım. Göğüsleri büyük ve dolgundu, ancak çocuk doğurduğundan, bir de yaşından ötürü sarkmışlardı. Göğüs uçlarını sıkıyor, dudaklarımla emiyordum. Ben küçük küçük ısırıklar atarken, yengemin hafif hafif inlediğini duyuyordum. Artık dayanacak halim kalmamıştı, “Bacaklarını aç!” dedim sessizce. Yengem belini havaya kaldırıp geceliğini üst sıyırdı. Ben de doğrulup açık bacaklarının ortasında yerimi aldım. Yorganı üzerimden atınca, altımda geceliği beline kadar sıyrılmış ve bacakları iki yana açık yengemi gördüm.
Yarağıma bakıyordu o esnada. Yarağım kazık üzere olmuş ve havaya hakikat tüm haşmetiyle kalkmıştı. Dizlerimin üzerinde eğildim. Derken yarağımın başı yavaş yavaş amından içeri gerçek girmeye başlamıştı. Bu sırada yengemden,“Iığğh!” diye hafif bir inleme geldi. Yarağım amına girdikten sonra, evvel yavaş yavaş içinde gidip gelmeye başladım. Ayaklarımla yataktan takviye almış, onu misyoner durumunda sikiyordum. Yengemden hiç ses çıkmıyor, kollarını iki yanına uzatmış öylece yatıyordu altımda. Yüzünü, yanaklarını, dudaklarını öpüyordum. Saçlarından hafif bir parfüm kokusu geliyordu. Göğüslerini emiyor, uçlarını hafif hafif ısırıyordum.
Daha sonra hızlanmaya ve daha çok sokmaya başladım. Yengemin üzerinde gidip gelip, zevkten iniltiler çıkarırken, o yalnızca altımda yatıyordu. Karyola gıcırdamaya başlamıştı. Karyolayı nikâhtan evvel beğenip almıştım. Pirinçten yapılma hoş bir karyolaydı. Amı amcaoğlu tarafından yıllardır sikildiği için ve çocuk doğurduğundan genişlemişti. İçine girip çıkarken zorlanmıyordum. Amının içi kaygan ve sıcaktı.
Yengemin sessiz kalması beni daha da azdırmış ve sinirlendirmişti. Sanki yarağım ona küçük mü gelmişti? Zevk almıyor muydu? Başımda bu türlü sorular varken daha da hızlanmıştım ve artık karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu. Amından çıktım. Onu belinden tutup biraz daha geriye kaydırdım. Bacaklarını kaldırıp havaya dikince amı belirdi. Elimle yarağımı amına hizaladım ve yavaş yavaş tekrar içine girdim. İki yana açtığım bacaklarını omzuma koydum ve bu biçimde daha şiddetle sikmeye başladım. Yarak darbelerimle bedeni altımda sallanıyordu. Yengemden yavaş yavaş “Aah, aah!” diye sesler gelmeye başlamıştı. Yatağın çıkardığı sesler daha şiddetliydi bu sefer. Üstte annemle babamın yatak odası vardı. Onların yataktan çıkan sesleri duyuyor olabileceklerini düşündüm.
Bu sefer bacaklarını tekrar ayırdım ve “Bacaklarını yeterlice ayır, tut onları!” dedim. Yengem dediğimi yaparak bacaklarını iki yana yeterlice açtı ve alttan kalçalarını tuttu. Yatak başından tutarak güç aldım ve var gücümle öne gerçek bastırınca, yarağımın taşaklarıma kadar amına girdiğini sezdim. Yengemden çığlık atar üzere, “Ahh!” sesleri gelmeye başlamıştı. Yatak başından aldığım güçle hayvan üzere sikiyordum onu. Göğüsleri sağa sola, ileri geri sallanıp duruyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. Her seferinde daha büyük bir güçle amına soktukça, “Nasıl? Bu türlü uygun mi? Ha? Söyle bana, kocan hiç sikti mi seni bu türlü? Haydi söyle!” deyip duruyordum. Yengemden ise yalnızca şiddetli, “Ahh!” sesleri geliyordu.
Odanın içi, yatağın gıcırdaması, yengemin, ‘Aah aah’ sesleri, taşaklarımın kasıklarına çarptıkça çıkan ‘Şlap şlap’ sesleri ile dolmuştu. Boşalmaya niyetim yoktu. Onu hayvan üzere sikerken altımda iki büklüm olmuştu. Amından çıktım ve birşey demesine fırsat vermeden yüz üstü çevirdim. Dizlerinin üzerinde doğrulmasını istedim. Elleriyle yatak başından tutarak takviye aldı ve dizlerinin üzerinde domaldı. Ardında yerimi aldım.
Göt yanaklarını iki yana uygunca açınca hayli kıllı ve bir çukur üzere duran göt deliği belirdi. Başparmağımla deliğine bastırdım. Parmağım vıcık vıcık ter içinde kaldı. Sert kılları hissetmiştim. Başını ve belini düzgünce eğmesini söyledim. Bacaklarını ayırdım. Yarağımı tekrar amına soktum. Belinden sıkıca tuttum ve gitgide hızlanmaya başladım. Yengem yeniden, “Ahh, ahh!” sesleri çıkarmaya başlamış, yatak da az evvelki üzere sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı. Kalçalarına çarpan kasıklarımdan çıkan sesler odanın içinde yankılanıyordu.
Yengem yatak başından sıkıca tutmuş acı içinde inlerken, ben boşalacağımı anladım. Daha süratli ve daha sert sikmeye başladım. Yengem aldığı yarak darbeleriyle, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inlerken elimi saçına attım ve uzun saçlarını elime doladım. Bir elimle belini tutmuş, başkasıyla saçına sıkıca asılmıştım artık. Boşalmama birkaç saniye kalmışken daha süratli ve daha sert pompalamaya başladım. Ve sonunda zevk dalgası tüm bedenimi sardı. Elektrik çarpmış üzere oldum. Tüm döllerimi amına akıttım. İnanılmaz bir zevk almıştım. Daha evvel daima para karşılığı bayanlarla bir arada olmuştum. Kısa müddet içinde bayanı sikip boşalıyordum. Ancak artık benim bir karım vardı ve onu nasıl istersem sikebiliyordum. Bir mühlet daha amına sokup çıkarmaya devam ettim. Yatağın gıcırdamaları azaldı. Derken yavaş yavaş amından çıktım. Odadan çıkıp banyoya geçtim…
Yarağımın üzerinin döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Tuvalet kâğıdı ile yarağımı yeterlice sildim. İçeri geçtim ve ışığı yaktım. Yengem yatağın kenarında oturuyordu. Dağılmış bir haldeydi. Ter içinde kalmış, saçları dağılmıştı. Geceliğinin açık yakasından göğüslerinin üst kısmı, altında toplanmış geceliğinin kenarından beyaz kalçaları görünüyordu. Hiçbir şey demeden yere bakıyordu. Yanına gittim. Yarağımın kalkıklığı şimdi geçmemiş, ona gerçek uzanıyordu. Yengem o esnada yarağımı görünce elini ağzına götürdü. Ona, “Bak sevgilim, az evvel bu yarağı yedin!” dedim. Yarağım damarlarının içine dolan kanla kıpkırmızı bir haldeydi. Elini tutup yarağıma değdirdim. Çekmek istedi lakin pürüz oldum, “Tut onu, korkma!” dedim. Elimi çekince yengem küçük elleriyle yarağımı okşamaya başladı. Ona, “Zevk aldın mı bebeğim?” diye sorunca sessiz kaldı. Tekrar sorunca kızarmış bir yüzle bana bakıp, başını ‘Evet’ manasında salladı. O anda dünyalar benim olmuştu.
Bir mühlet bu halde okşayınca yarağım yeniden sertleşmeye ve kalkmaya başlamıştı. Onu elinden tutup kaldırdım ve içeriye salona götürdüm. Yatak odası ve banyonun ışığı salona vuruyordu. Ortadaki masaya domalttım. Elleriyle masanın kenarlarından sıkıca tutuyordu. Bacaklarını açmasını söyledim. Akabinde götünün yanaklarını düzgünce ayırınca alttan beliren amına yavaş yavaş girdim. Gitgide hızlanmaya ve daha sert abanmaya başladım. Masa az evvel yatağın çıkardığına emsal sesler çıkarmaya başladı. Masanın üzeri şimdi toplanmamıştı. Üzerinde bayanlardan arta kalan bardaklar, tabaklar, çatal ve kaşıklar vardı. Masanın ayaklarından gelen gıcırdama sesleriyle birlikte tabak çatalların birbirine bedelken çıkardığı sesler de geliyordu artık.
Göt yanakları kasık darbelerimle birlikte şiddetle yaylanıyor, terli vücutlarımızdan gelen ‘Şlap şlap’ sesleri odayı dolduruyordu. Masanın karşısındaki duvarda büyük bir ayna vardı ve kendimizi görebiliyorduk. Yüzünden zevk aldığı muhakkak oluyordu. Gözlerini kapatmış bir halde kısık sesle inliyor, süratli hızlı nefes alıp veriyordu. Büyük göğüsleri mecnun üzere sallanıyordu daima. Aynadaki manzara beni daha da azdırmıştı ve hızlandıkça hızlandım. Abandıkça abandım. Masanın üstündeki tabak çanaklar birbirine vuruyor, titrerken sesler çıkarıyordu. Derken kenarda duran bir tabakla içindeki bardağın çıplak parke tabana düşüp kırılma sesi geldi. Lakin ben birebir biçimde onu sikmeye devam ediyordum. Yengem bir orta paniğe kapılır üzere oldu. Lakin daha sonra az evvelki üzere yüksek sesle, “Ahh, ahh!” diye sesler çıkarmaya başlamış, kendini yarağıma gerçek gerisin geri iter olmuştu. Götünü sağa sola oynatarak yarağıma bastırıyordu. Yarağım taşaklarıma kadar amındaydı tekrar. Aldığım zevki tanım edemiyorum. Birkaç dakika bu halde devam ettik. Boşalacağımı anlayınca ansızın amından çıktım. Çabucak boşalmak istemiyordum zira.
Yengem apansız amından çıktığım için şaşırmış üzereydi. Onu köşedeki tekli koltuğa oturttum ve götünü yeterlice havaya dikecek biçimde bacaklarını iki yana açmasını söyledim. Koltuğun üzerinde iki büklüm oldu, dediğim üzere yapınca götü havaya dikildi ve amı güzelce belirli oldu ve ortaya çıktı. Artık banyonun ışığı tam üzerimize geliyordu. Yengemin etli am dudaklarının ortasındaki sulu deliğine yarağımı tek atakta soktum. Amının içi sıcacıktı ve güzelce ıslandığı için girip çıkarken zorlanmıyordum.
Ayaklarımı geriye attım ve koltuğun kenarlarından tutarak imtihan çeker üzere yengemin amına girip çıkmaya başladım. Bu konumda ağır ağır hareket ediyor, yarağımı amının en derinlerine kadar sokuyor ve çıkarıyordum. Üzerinde eğilip kalkıyor, eğildiğim vakit yarağım amının derinliklerine girerken, dudaklarını öpüyor, emiyordum. Yengem, “Imm, ığhh!” diyerek inliyor, gözleri kapalı halde dudaklarını emiyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Koltuk, yengemin tartısı ve benim abanmalarım nedeniyle yerinde oynamaya başlamıştı. Parke tabanın üzerinde takır tukur sallandıkça meskenin içinde yankılanıyordu sesler.
Kısa bir mühlet için amından çıktım ve dizlerimi güzelce bükerek yarağımı tekrar amına soktum. Bu biçimde daha güçlü bir biçimde sikmeye başladım. Yengem koltuğun üzerinde iki büklüm, bacaklarını havaya dikmiş haldeydi. Koltuğun kenarlarından sıkıca tutan kollarıma tutundu ve bacaklarını omzuma koydu. Yorulduğu aşikardı. Ben daha süratli ve daha güçlü halde sikerken daima, “Ahh, ımm, ohh, ahh!” diye diye söyleniyor, omzuma koyduğu bacakları yaylanıp sallanıyordu. Bu durumda koltuğun çıkardığı sesler de çoğalmış, koltuk geriye gerçek hareket etmeye başlamıştı. Koltuğun ayakları yere şiddetle çarptıkça çıkan seslere yengemin inlemeleri ve kasıklarımın kalçalarına çarptıkça çıkan sesler karışıyordu.
Sonunda tüm gücüm tükenmişti, bedenimi tekrar elektrik çarpmış üzere oldu ve döllerimi amına akıttım. Bir müddet daha amında gidip geldim. Yarağımı çıkarınca üzerinin birinci seferdeki üzere döllerim ve yengemin amının sıvıları ile kaplandığını gördüm. Döllerim amından kasıklarına ve koltuğa akıyordu. Onu tutarak ayağa kaldırdım. Beli tutulmuş üzereydi ve, “Aay, ahh!” diyerek belini tutuyordu. Onu koltuğa oturttum. Daha sonra banyoya girdim ve duşu açtım. Sıcak suyun gelmesini beklerden içeri geçip yengemi elinden tutarak kaldırdım, “Hadi birtanem, gel yıkanalım!” dedim. Birlikte banyoya girdik. Sıcak su bizi kendimize getirmişti. Karı koca birbirimizi güzelce yıkadık.
Banyodan sonra kurulandık ve bir arada yatağa girdik. Yengem geceliğini, ben de külotumu giymiştim. Ona, “Zevk aldın mı?” diye sorunca çok utandı. Üsteleyince, “Evet!” dedi. Sonra o da bana, “Sen aldın mı?” diye sordu. “Hem de çok!” dedim, onu alnından öptüm. Birbirimize sarıldık. O sırada yengem, “Birşey soracağım, lakin hakikat karşılık ver!” dedi. “Ne soracaksın, sor!” dedim. Benden daima gerçeği söylemem için kelam vermemi istiyordu. Sonunda, “Tamam, kelam, haydi sor!” dedim. Bana, “O akşam geldiğinde banyoda külotuma boşalmışsın…” dedi. Bunu söylerken kıkır kıkır gülüyordu. Ben bunu unutmuştum, “Çok mu utandın?” diye sordum. “Yoo, niçin utanayım ki? Sen benim kocamsın sonuçta! Beni çok mu istemiştin o akşam?” dedi. “Evet, niçin sordun artık bunu?” dedim. Yüzünde gülümseme vardı, “Biliyormusun, ben de seni çok istemiştim!” dedi. Birbirimize sarıldık ve uyuduk.